26 Ekim 2017 Perşembe

Lake Garda Maratonu Raporu - Umit Ergun


Lake Garda maratonu

İlk yurt dışı Maraton yarış deneyimim;

Uzun bir ara verdikten sonra 2015 yılı haziran ayında tekrar başladığım atletizm yaşantımda bu güne kadar 6 kez maraton, 8 kez yarı maraton koştum. En son istanbul ve sonrasındaki antalya maratonu için hedefim 3 saatin altında maraton koşabilmekti. Çeşitli sebeplerden dolayı bunu başaramamıştım.

Gectiğimiz yildan beri bir yurt dışı yarışı koşmayı istiyordum. Fatih hoca hem iklim hem ulaşım hem de keyifli bir parkur olması acısından Garda maratonuna katılmamızı önerdiğinde tereddüt etmeden kabul ettim. Daha sonra 2 arkadaşımız da bize katıldı. Fatih hoca ilk günden son güne kadar bütün organizasyonu planladığı için hic sıkıntı yaşamadık. Konaklama, antrenman yeme-içme bütün detaylar ile kendisi bizzat ilgilendi. İstanbul'dan Milan Bergamo hava limanına uçak ile ulaştığımiz gün Bergamo'da konakladık. 2. Gün tren ile Pescheria del Garda'ya oradan da Garda'ya otobüs ile gittik. Gerçekten hem manzara hem doğa hem de iklim olarak harika bir yer. Sokaklar temiz, insanlar kibar, sessiz, huzur dolu bir yerleşim yeri. Turistik bir bölge olduğu icin bol bol turist vardı. Yarıstan önceki gün yarış kitlerimizi alıp son hazırlıklarımızı yaptık. Konakladığımız yer yarış alanina sadece 200 metre mesafede olduğu için hiç stres yaşamadık.



Yarış saat 09:30 da başlamasına ragmen hava serindi. Bu yarış benim için ayrı bir önem taşıyordu. İlk yurt dışı maraton yarışımda ilk kez 3 saat altında koşmayı çok istiyordum. Bu yüzden biraz gerginlik vardı. Start ile birlikte Fatih hocanin bana verdiği talimatlar dahilinde yarışa başladım. İlk 2 km de önümde epey yarışcı vardı. Ben tempomu bozmadan koşu parkurunun manzarasını seyrederek koşmaya devam ettim. Yaşanası harika bir yer. Huzurlu, temiz ve yemyeşil. Manzara eşliginde hızımı kontrolü bir sekilde arttırarak 13.5 km dönüşünden dönüp Torbole yönünde finish noktasına doğru koşmaya devam ettim.10 km'den itibaren peşlerine takıldığım 2 Italyan yarışcı ile birlikte 21. Km ye kadar birlikte koştuk. Sonrasinda yavaş olan arkadaşı gecip önümdeki diger yarışcıları yakalamaya koyuldum.

Parkurda kimi zaman büyük bisiklet grupları ile karşılaştık. Parkur Garda gölünün sahili boyunca tatlı iniş ve cıkışları olan asfalt bir parkurdu. Ara ara tünellerden gectik. Hava sıcaklığı 20 derecelere ulaşsa da güneş arkada kaldığı için hiç rahatsızlık yaratmadı. 30. Kilometreye geldiğimde yorgunluk hissi de inceden başlamıştı. Ama hedefime odaklanıp koşmaya devam ettim. Su istasyonlarının hiç birini atlamadan firsat buldukca su icmeye çalıştım. Acik bardakta su verdikleri için suyun bir kısmı bardağı kapar kapmaz dökülüyordu. Kalan bir yudum suyu icip vücudumu serinletemeden bardağı atmak zorunda kaldım.



40. Kilometrede heyecanım doruktaydı. Artık finish noktasındakı anons ve müzik seslerini duyabiliyordum. Son 2 km bitmek bilmiyordu. Gözüm sürekli saatimdeydi. Finishe uzanan son dönüşü gectigimde kalabalığı gördüğümde bütün gücümle koşmaya başladım. Parkur 250 m daha uzun çıkmasina rağmen 3 saatin altında koşmayı başarmıştım. İlk yurtdışı maraton yarışımda ilk kez 3 saat altında koşmanın keyfi ve mutlulugu ile bir süre dinlenip Garda gölünün buz gibi soguk sularında serinledim.



7. Maratonumda , koştuğum en güzel parkurda en iyi derecemi elde etmenin mutluluğunu hala yaşıyorum. İyiki gitmişim diyorum.